• https://www.facebook.com/hamitkaracom
    • https://www.twitter.com/hmtkr
    • https://www.instagram.com/hamitkaracom

    Hamit KARA        

    Sosyal Medya Ahlak İlişkisi
                                              
               Aydınlanmak ve tutarlı, işe yarar-faydalı, etik ve toplumsal bilgiye ulaşmak isteğimiz, ancak taharrisinde istifade ettiğimiz mecranın niteliği ve kalitesine göre, anlam taşır ve bizleri  tatmin eder.
              Bilindiği üzere 'sosyal medya' diye tarif edilen ve son birkaç yıldır bir çılgınlık halini alan, bu sanal ortamdan bütün olmasa da çoğunluk insanlar faydalanmaktadır. Bu konuda zatımın da istikrarlı bir kullanıcı olduğumu itiraf etmeliyim.
               Bu mecranın güvenirliği, ahlaki boyutu, zaman kavramının verimi konusunda oluşturduğu soru işaretleri bir tarafa; vicdani ve sosyolojik açıdan insanı çokça hezeyanlara ve yanlışlara sürükleyebilmektedir, şöyle ki: Bir kullanıcının sayfasında özenle hazırlanmış bir görsel içeriğe rastladım- rastladım çünkü;  bu mecrada kendinizi kontrol etmeniz yetmiyor sizin tanıdıklarınızın da nelerle hemhal oldukları sizi etkiliyor ve dahi sanal bir sürüklenmeye dönüşüyor- şöyle demişti: ‘Âlim değilsin, mütefekkir değilsin, sanatçı değilsin, eleştirmen değilsin, şair değilsin sadece internet bağlantın var; o kadar’. Tabi bu yazıyı bir şekilde okuyan ya da nakil yoluyla alan kişilerde bu söze karşı bir savunma ve eleştirel yaklaşım olacaktır. Şahsi izlenimim, sosyal medyada iletişime girme veyahut da birileri ile bağlantı kurma arayışı ve fikri toplumumuzdaki bazı, psikolojik ve sosyal sorunların anlaşılması için iyi bir ayna niteliğindedir.
               Zira çoğu sebeplerinden bir kaçı olan: siyasi baskı altında hissetme, toplumsal baskıdan kaçınma, karşı cinsten beklenen odak olma eğilimi, sosyalleşme aracı olarak sosyal medya güdüsü gibi sebeplerden ötürü, bireylerin nicknamelar, rumuzlar, gölge hesaplar, başka kimliklere bürünmek suretiyle bu mecradan faydalandığı herkesçe malumdur, bu hal de yukarıda herhangi bir kullanıcı tarafından,  aslında; sanata, ilme, bilgiye, hakikate, doğru bilgiye ve şeffaf iletişime ulaşmak gibi insani haklardan mahrumiyete sebep olanlara bir serzeniştir.
              Bir konuda bir yazı ya da makale yazmak veyahut da mesleki bir çalışma şeklinde rapor oluşturmak; uzun süren araştırmalar, çok fazla okumak ve diğer bazı eylemler gerektirir. Ancak bu gayret sonucu elde edilen ürün-malzemenin zevki ve şevkine varılır, bu daha ziyade soyuttur, bazen de somut çıktıları olur bu türden çalışmaların. Tam da burada yani sanal alemde hususan sosyal medyada bu gayretlerin hiçbiri sarf edilmeden bu hazza kısmen ya da tamamen ulaşmak mümkündür. Bu icabında bir söz hırsızlığı, bazen bir telif hakkı ihlali, bazen uzun yorucu bir gayretin vebalini almak sonucunu doğursa da umursanmaz; yapmak gereken sadece ‘copy-paste’ yapmak ve bolca övünmektir.
               Sosyal medya gibi az uğraşlar ile çok büyük kitlelere ulaşabilme imkanı sunulan mecralarda, suiistimallerin çokça olduğu bir gerçektir, ancak toplumun çoğunluğunun istifade edebileceği ve özellikle örgütlenme konusunda etkili bir şekilde kullanabileceği bir fonksiyonunun da eğitim ile ve bu türden sistemlerin devlet bilgi tabanları ile entegre çalışması suretiyle doğru ve şeffaf bir ortam sağlanması, doğru kullanıma vesile olabilir.
                 Nihayetinde hepimiz kendi içsel hislerimiz ile hayatımızdan zevk alırız, şu halde kendimiz olalım, kendimiz gibi yaşayalım ki hayatımız anlam; gayretimiz de sonuç bulsun.

    Herhangi bir bey…        
      
    2177 kez okundu

    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın