Kalkınma ve Çarpık Toplum Geçtiğimiz ay içerisinde mesleki tezimin savunması için Ankara ilinde bulundum. Tezimin konusu genel olarak ‘kalkınma’ eksenindeydi. Tabi kalkınma kavramının tanımlanması ve de gerçek hayatta ölçülmesi hem karmaşık hem de zor bir konudur. Kalkınma düzeyinin ölçülmesinde en önemli unsur tabi ki ekonomik gelişmelere uyumlu beşeri kapasitenin gelişmesidir. Eğer ekonomik gelişimin olduğu bir ülke ya da toplumda buna zıt bir beşeri gelişmemişlik görünürse bu çarpıklık kendini gösterir. Çokça konu edinilen ve sık sık da ülkemizin kötülendiği türden bir yazıyı kaleme almak istemem. Ülkemizin gelişim düzeyi sayılarla ve istatistiki verilerle anlaşılacağı üzere ortanın iyi tarafında yer almaktadır. İlk 30 ekonomi içerisinde yer almaktayız ve görece birçok ekonomiden kat kat ilerideyiz. Peki ya beşeri olarak bu sıralamanın neresindeyiz. Örneğin dünya ekonomik sıralamasında adını duyamadığımız kadar gerilerde olan Kosta Rika’nın savunma harcamalarını doğal çevrenin geliştirilmesi için, halkın mutabakatı ile yönlendirdiğinin duyduk mu? tabi ki hayır. Çevrecilik, doğaya saygı ve öze dönme yaklaşımlarının da kalkınmanın bir göstergesi olduğunu düşünürsek ‘O’ ülkenin vatandaşları bu konuda bizleri geride bırakıyorlar denebilir mi? Esasında iki farklı ülkeyi bu şekilde yarıştırmak ne kadar mantıklı ve bilimseldir okuyucuların takdirlerine bırakarak, değinmek istediğim hususa geçeyim. Şöyle ki toplumsal kırılmaların yaşandığı dönemlerde, akla aykırı zıtlıkların, tahmin edilmesi zor mecralarda görüldüğünü geçmiş dönemde görmüştük. Örneğin 28 Şubat sürecinde abuk sabuk, tip insanların çılgınca demeçlerle ortalıkta boy gösterdiklerine şahit olmuştuk. Ülkemizde yayın yapan ve genel anlamda saygın kişileri konuk eden ve genellikle nitelikli, özgün ve faydalı programlar yapan bir TV kanalı dersem zannediyorum hepimizin aklına CNN-Türk kanalı gelecektir. Bu türden kanalların var olması sanıyorum toplumsal gelişim ve kalkınma düzeyi ile bağlantılıdır. Geçen günlerde tamamen tesadüf eseri gecenin 2’si ya da 3’üne geliyordu bir TV programına rastladım. Sunucu hanım belli ki afallıyor, karşısındaki konuğuna nasıl sorular soracağını bilmiyor ya da hazırlanmamış olacak ki hayatının en zor programını canhıraş bir halde bitirmeye çalışıyor. Birçok vaziyeti ile şahsiyetini tescillemiş bu konuk olanca gücü ile hayatındaki kötü örnek, zıt, kabul edilmez ve dahası… birçok konuyu gayet özgüvenli bir şekilde açıklıyor ya da açıklamaya çalışıyor. Programın akışını midem almadı fakat bu çarpık vaziyet aklıma bazı sualleri getirdi. Toplumumuzun rakamlar ile ifade edilen yeri, neden TV denilen mecrada görülmüyor? Televizyonun hangi kanalını açarsanız diz boyu saçmalık ve ahlaksızlığın normalmiş gibi gösterildiği bu programların tabi ki izleyicilerin taleplerine uygun hazırlandığı aşikâr, fakat hangi ara bu kadar değiştik, yozlaştık, bozulduk anlamadım. Rakamsal büyüme, genişleme, gelişme; sosyal, kültürel alanlarda eğitim ve sağlık gibi öğeler ile desteklenmezse biz bu kandırmacayı ve vicdan azabını hep çekeriz gibi geliyor bana. |
2091 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |